İlk defa Midway aracılığı ile 1992 yılında karşımıza çıkan Mortal Kombat, 10 karaktere sahip bir atari oyunuydu. Ardından ise farklı sektördeki firmalarla yaptığı ortaklıklarıyla yarattığı oyunlar, çizgi filmler, diziler, animasyon dizileri ve sinema filmleriyle bilmeyen kalmadı Mortal Kombat’ı. Her ne kadar sinema filmleriyle istediği başarıyı yakalayamadıysa da, benim açımdan efsanevi filmlerdi. Özellikle ikinci film olan, Mortal Kombat Annihilation’un final sahnesinde Lui Kang ile Shao Kahn arasında geçen dövüşün sonunda, Animality şovunun olması ayrı bir tattı. Neyse ki konumuza dönecek olursak, Mortal Kombat tarihi ben doğmadan önce başlamasına rağmen, birçok yeni nesil hayranı olan bir yapım.

Konunun başında da bahsettiğim üzere ilk oyun, 1992 yılında on karakteriyle birlikte geldi. İlk oyunda dövüşler o kadar kısa sürüyordu ki, dört-beş vuruşta ilk round sona eriyordu ve pek de karakterlerin özel yetenekleri yansıtılmamıştı. İkinci oyun da pek gecikmedi. Mortal Kombat II adıyla piyasaya sürülen oyun, hemen hemen birinci oyunun kopyası gibiydi fakat oyuna iki yeni büyük özellik eklenmişti. Friendship ve Babality özellikleri. Bu özellikler oyuncuların büyük beğenisini kazanmış, ilerleyen yıllardaki oyunlarda da tüm karakterlere entegre edilmişti.

Sırada Mortal Kombat 3 vardı. Çoğu PC oyuncusu Neo-Geo oyunları sayesinde tanışmıştı belki de Mortal Kombat 3 ile. İlk önemli özellikler bu oyun ile birlikte geldi. Hızlı koşma özelliği, hızlı combolar yeni karakter yetenekleri. Oyunculara hızlı bir oyun sunan birçok özellikti bunlar. Sonra fazla geçmeden oyunun paketi niteliğinde Ultimate Mortal Kombat 3 oyunu çıktı. Grafiksel ve görsel açıdan bir değişiklik olmayan bu oyunda, üçüncü oyunun hemen hemen kopyasıydı fakat yeni karakterler içeriyordu.

Mortal Kombat Trilogy… Belki de Mortal Kombat oyuncularının tam da beklediği bir oyundu bu. İlk üç oyunun karışımıydı. Bütün bölümler, karakterler ve karakter yetenekleri Mortal Kombat Trilogy’de toplandı. Özellikle en dikkat çeken yönü ise önceki oyunun bossları olan Shao Kahn, Goro, Kintaro ve Motaro karakterlerini oynayabilecek olmamızdı.

Yeni gelecek olan oyun, Mortal Kombat’ı çok farklı bir yöne taşıyan oyun olacaktı. Mortal Kombat Mythologies. Sub-Zero önderliğinde giden oyun, Mortal Kombat’ın ilk ilerlemeli oyunu olarak göze çarpıyordu. Oyunda her ne kadar grafiksel açıdan bir ilerleme kaydedilmese de, farklı bir şeyler görmek oyuncuları heyecanlandırmıştı.

Hiç görmediğimiz yeni yeni karakterlerin geldiği Mortal Kombat 4 vardı bu sefer sahnede. Shinnok, Quan Chi, Reiko, Kai, Tanya ve Fujin… MK 4, grafiksel açıdan kendini kanıtlayan bir oyun oldu ve 3D boyutunun getirilmesi en göze batan etkendi. Oyunun menüsü fazlasıyla geniş ve her karakterin hikaye videosuna ulaşabileceğimiz bir yapımdı.

En farklı yapımlardan bir tanesi de Kombat Special Forces idi. Oyun, Mortal Kombat hayranlarının isminden de tahmin edeceği üzere Jax  ve Sonya üzerine kuruluydu. Senaryosu, Jax ve Sonya’nın baş düşmanları Kano’yu yakalamak üzerine geçiyordu. Jax’i yönettiğimiz Kombat Special Forces’ta, RPG, pompalı, keskin nişancı tüfeği, taramalı tüfek gibi silahları kullanabiliyor, sağlık paketleriyle kendimizi iyileştirebiliyorduk. Bunların yanı sıra dövüş seçeneklerini seçip, yakın dövüş yeteneklerimizi kullanabiliyorduk da.

Mortal Kombat’ın ilk kez Game Boylar için geliştirdiği bir oyun vardı karşımızda. Mortal Kombat Advance… Grafiksel açıdan berbat gözüken oyun, sanki sırf çıkarılmak için çıkarılmış gibi duruyordu. Ve doğal olarak yapımcıların beklentilerini karşılamadan, hatırlanmayan bir yapım olarak akıllardan silindi.

Mortal Kombat Advance başarısızlığının ardından, oyuncularının gönlünü almayı kafasına koymuştu bir kere yapımcılar. Büyük bir kısmının da aldılar doğrusu. Peki hangi oyunla? Mortal Kombat Deadly Alliance… Mortal Kombat serisinin en büyük özelliklerinden birini taşıyordu bu oyun. Oyunda her karaktere iki farklı dövüş tekniği gelmişti. Bu kadarıyla da değil. Her karakterin özel bir silahı olup, dövüş esnasında çıkarıp kullanabilecekti. Scorpion’un kılıcı… Raide’ın sopası… Shao Kahn’ın balyozu… Daha aklınıza ne gelirse!

Zaman geçtikçe Mortal Kombat da hızlı bir gelişim gösteriyordu. Özellikle grafiksel ve oyunun kullanılabilirliği açısından. Mortal Kombat Deception, bu gelişimi gösteren en net oyunlardan bir tanesiydi. Oyundaki her bölümün kendine özgü fatality özelliği ve karakterlere oturtulan birden fazla fatality özellikleri, oyunda büyük bir devrim olarak adlandırılıyordu. Fakat tek bir eksisi vardı bu oyunun. Önceki serilere göre fazlasıyla yavaşlamış, eskisi kadar combo yapılamıyordu.

Ve bir ilerlemeli Mortal Kombat oyunu daha. Mortal Kombat Shaolin Monks, Lui Kang ve Lui Kang’ın atası olan Kung Lao’yu esas olan bir oyun olarak piyasaya sürüldü. Mortal Kombat serisindeki üçüncü ilerlemeli oyunu olarak beliren Mortal Kombat Shaolin Monks, combolar açısından oldukça beklentileri karşılıyordu. İyiydi, güzeldi de, elbette bu oyunun da göze batan bir noktası vardı. Öyle düşmanlar, öyle bosslar vardı ki, onları öldürebilmek için inanılmaz bir zaman harcamamız gerekiyordu. Tahmin ediyorum ki, Mortal Kombat Shaolin Monks de, oyuncuları tarafından böyle akıllarda kalmıştır.

Uzun bir aradan sonra Shao Kahn ve Goro karakterlerini oynayabileceğimiz bir oyun geldi. Hem de PSP ve Gamecube için özel geliştirilen bir oyun. Mortal Kombat Unchained adıyla piyasaya sürülen oyun, Mortal Kombat Deception’ın devamı niteliğini taşıyordu. Deception’a göre biraz hantal kalan oyun, çevre ile etkileşim özelliğini getirerek oyuncuların beğenisini kazanmıştı. Bir PSP ve Gamecube oyununa göre kusursuz diyebileceğimiz bir oyundu Mortal Kombat Unchained.

Sıradaki oyun, benim beklentilerim fazlasıyla üstüne çıkan bir oyun. Belki de bazılarınızın tahmin edeceği üzere, Mortal Kombat’a ayrı bir renk veren oyun olan, Mortal Kombat Armageddon. Armageddon ile birlikte görmediğimiz, adını bile duymadığımız karakterler geldi Mortal Kombat dünyasına. Serideki en çok karakter bulundurma özelliğini taşıyan oyunda menülere de yeni bir özellik gelmişti. Artık Mortal Kombat’ta karakter yaratabilecektik bu özellik sayesinde. Belki de yıllardır oyuncuların istediği bir şeydi bu özellik. Geç geldi ama oyuncularını fazlasıyla sevindirdi. Bu özelliklerin yanı sıra, oyun dinamikleri ve grafiksel kalite açısından oldukça göze hoş geliyordu Armageddon. Belki de bu zorunluluklar gerekiyordu Mortal Kombat’a. Çünkü oyun dünyası gelişiyor, Mortal Kombat’ın yanında birçok dövüş oyunu da oyun dünyasına katılmaya başlıyordu. Dolayısıyla rekabet artmaya başladı.

Farklı mı farklı bir oyun geldi Mortal Kombat serisine. Mortal Kombat vs DC Universe adıyla, MK karakterlerini ve DC karakterlerini bulunduran bu oyun birçok oyuncu tarafından tepki aldı. Unreal Engine 3 grafik motoruyla geliştirilmesine rağmen, benim kendi görüşüm olarak Mortal Kombat serisine bir ihanetti bu oyun. Özellikle DC yetkililerinin, oyunda bizim iznimiz dışında bir fatality bulunmayacak demeleri, iyice germişti beni. Açıkçası hiç de denemedim bu oyunu. Hangi mantık Sub-Zero ile Joker‘in dövüşmesinden bir zevk alacaktır ki?

Ve işte beklenilen oyun. Az çok tahmin edebiliyorsunuz hangi oyundan bahsedeceğimi. Mortal Kombat 9‘mu desem, yoksa sadece Mortal Kombat mı, bilemedim. Yapımcılar sade Mortal Kombat adıyla piyasaya sürdüler oyunu fakat herkes Mortal Kombat 9 olarak görüyor bu oyunu. NetherRealm tarafından geliştirilen oyun, hakkını veren bir oyun oldu. Özel hikaye moduyla Mortal Kombat serisine ayrı bir tat katan oyun, grafiksel olarak tam bir şölen yaşatıyordu. Karakterlerin dövüştükçe kostümlerinin yırtılması, kostümlerdeki kan izleri, özellikle X-Ray vuruş efekti, dört dörtlük bir oyun tecrübesi yaşatıyordu oyunculara. Oyun içi özellikler bir yana, oyun dışındaki menü o kadar zengindi ki oyun adına ne ararsanız bulabiliyorsunuz. Aslında tüm bunların yanı sıra en büyük özellik bana kalırsa oyuna ek karakterlerin getirilmesi oldu. Skarlet, Kenshi, Rain, Freddy Krueger ve Kratos. Karakterler oyuna öyle bir tat katmış ki, karakterlerin sırf oyunda gözüksün diye getirilmediğinin farkına varıyorsunuz. Gerçek yeteneklerini, oyundaki yeteneklerine tamamen adapte olduğunu fark ettiğiniz an ise oyuna daha bir sıkı sarılıyorsunuz. Bana kalırsa kusursuz olan tek Mortal Kombat oyunu MK 9’dur ve oyuncuları en az 1-2 yıl daha oyalayabilecek bir zenginliğe sahip.