Sniper: Ghost Warrior 2 incelemesi

Keskin nişancı silahlarını seven biri olarak, neredeyse tüm fps oyunlarında (Battlefield ve Call of Duty serileri gibi) her zaman ilk tercihim keskin nişancı tüfeği kullanmak olmuştur. Bu nedenle de Sniper Elite ve Sniper Ghost Warrior gibi oyunları yakından takip ederim. Açıkçası, Sniper Ghost Warrior 2 ilk duyurulduğunda heyecanlanmıştım, çünkü yapımcıların söylediklerinden ve yayınlanan videolardan bu kez farklı bir oyun olabileceğini düşünmüştüm. Bunun en büyük sebebi de, yeni oyunun CryEngine 3 kullanacak olmasıydı. Dürüst olmak gerekirse City Interactive, ilk oyuna göre, gerçekten iyi bir ders almış. Serinin ikinci oyununun ilk oyununa göre çok daha iyi olduğunu söylemek gerek. Yine de üzülerek, son zamanlarda çıkan oyunlara baktığımızda Sniper Ghost Warrior 2’nin diğerlerinin yanına bile yaklaşamayacağını düşünüyorum. Oyunu oynamış olanlarınız varsa eminim ki hak vereceksiniz.

Her şeyden önce oyunu bu kez tek başıma değil, bu tür oyunları çok seven ve ilgi alanlarının içinde uzun menzilli silahlar da bulunan bir arkadaşım ile birlikte oynadık. 3 farklı zorluk seviyesinden tabii ki en zor olanı seçtikten sonra kendimizi oyunun akışına bıraktık.

Öncelikle oyunun grafikleri CryEngine 3 ile hazırlandığından güzel görünüyor, ancak bu güzellik yaklaşık bir 15 dakika sonra yok oluyor. Neden diye soracak olursanız, CryEngine 3 denince insan ister istemez Crysis 3 kadar iyi grafikler görmeyi bekliyor. Sniper Ghost Warrior 2 ise bu grafiklerin yakınından bile geçmiyor. Yine de birçok oyuna göre daha kabul edilebilir grafiklere sahip olduğu doğru. Zaten oyunun geneline bakıldığında bir tek grafikler ortalamanın üzerinde kalıyor.

Oyunun çok basit bir hikayesi var. Klasik bir Hollywood filmini alın ve iyice sadeleştirin. İşte karşınızda oynarken en ufak bir merak bile uyandırmayan Sniper Ghost Warrior 2’nin hikayesi. Oyunun sonuna kadar bir kez bile “ne olacak acaba?” demiyorsunuz. Oyun sanki başından sonuna kadar karşınıza çıkan adamları tek tek öldürme üzerine kurulu. Bu oyun bir arcade makinasında oynansaydı emin olun çok daha başarılı olurdu.

Daha önce de dediğim gibi oyunda 3 farklı zorluk seçeneği var ve bu üçü arasında sadece tek bir fark var. Bir keskin nişancının ateş etmeden önce dikkat etmesi gereken iki temel şey vardır. Bunlar düşmanın uzaklığı ve rüzgarın etkisidir. Bunların ikisi de siz nişan aldığınızda dürbününüzün üzerinde size belirtiliyor. Hedefinizin kaç metre ileride olduğunu, rüzgarın hangi yöne doğru ne kadar şiddetli estiğini görebiliyorsunuz. İşte zorluk seviyelerindeki fark burada ortaya çıkıyor. Zorluk seviyesini en zora getirdiğinizde merminin gideceği yeri tamamen kendiniz hesaplamak zorundasınız. Diğer zorluk seviyelerinde ise merminin düşeceği yeri kırmızı bir nokta ile görebiliyorsunuz. Kolay ve normal arasındaki fark ise bu noktanın normal zorluk seviyesinde biraz daha geç ortaya çıkması. Yani oyun size o noktayı kullanmadan da bir atış yapma şansı veriyor. Kısacası oyunu en zor seçenekte oynamadıktan sonra bir anlamı kalmıyor, çünkü diğerlerinde sadece nefesinizi tutarak kırmızı noktayı hedefin üzerinde tutmaya çalışıyorsunuz. Doğal olarak da bir süre sonra oyun kendini tekrar etmeye başlıyor ve çabucak sıkılıyorsunuz.

Bu yazıyı arkadaşlarınla paylaş!
Next page
Yazar

GameXNow

GameX Dijital Eğlence ve Oyun Fuarı'nın resmi oyun haber sitesi!