İçeriden Şampiyon Bilgileri: Jhin

Riot Games çalışanlarından şampiyon tasarımcısı August “RiotGypsy” Browning, konsept sanatçısı Larry “TheBravoRay” Ray ve hikaye tasarımcısı Odin “WAAARGHbobo” Shafer’in, yeni şampiyon Jhin‘in yaratılış aşamasında izledikleri adımları ve şampiyonun nasıl şekillendiğini anlattıkları bir makale yayınladılar:

Sıfırdan başladık ve sonunda bir caniye ulaştık. Aradaki adımları merak edenleri okumaya davet ediyoruz.

Baştaki hedefimiz son derece açıktı: Caitlyn’in uzun mesafeden mermi yağdırmasından farklı bir keskin nişancı fantezisi ortaya koymak istiyorduk. Yüksek ateş hızı ve sınırsız cephanesiyle Caitlyn, daha ziyade yarı otomatik silah taşıyan bir savaşçıyı andırıyor. Oysa bu tasarımda eski usul, kurma kollu keskin nişancı tüfeği kullanmanın nasıl bir his olduğunu keşfetmek istiyorduk. Amacımız; aralıklı ama son derece etkili atışlar yapan, becerisini uzun menzilli atışlarla ifade edebilen ve ıskalasa bile atışlarıyla rakip üzerinde baskı kurabilen bir şampiyon tasarlamaktı. Kısacası, şöyle veya böyle hiçbir atışı boşa gitmemeliydi.

İlk Fikirler

İlk eskizlerimizde gizemli bir kelle avcısına yoğunlaştık. Bu karakter hem robot hem de kovboy olacaktı. Pek de kolay geliştirilebilecek bir fikir sayılmaz. Dolayısıyla bu konsept kısa sürede rafa kalktı ve daha gelişmiş konseptlere odaklandık. Keskin nişancımız rafta sırasını beklerken başka tasarımlar eskiz safhasını atlatıp prodüksiyona girdi. Bunlardan biri de yakından tanıdığınız, ölümcül ikiliden başkası değildi. Kindred’in ana hatlarını belirlediğimizde, kelle veya ödül avcılığının ona daha uygun olduğu sonucuna vardık ve böylece bu mekaniği keskin nişancıdan alıp Kindred’e aktardık. Kelle avcılığı da devreden çıkınca; keskin nişancılığı, gizemi ve robot kovboy olması dışında hiçbir özelliği kalmayan bir karakterle baş başa kalmıştık. Bizce bu hâlâ güzel bir fikirdi ve üzerine daha fazla gitmek istiyorduk. Böylece keskin nişancı hayalimiz üzerinde yeniden çalışmaya başladık. Her şeyden önce eline bir keskin nişancı tüfeği tutuşturduk. Gelgelelim menzil ve hızı Caitlyn’i fazla andırıyordu. Böylece ona özgünlük katmamızı sağlayacak farklı yollar düşünmeye koyulduk. Nihayet birleştirilebilir bir silah fikrinde karar kıldık. Bu silah, normal saldırılarda bildiğimiz tabancayı andıracak ama birleştirildiğinde şampiyonun uzun menzilli yetenek atışları yapmasına olanak sağlayacaktı. Bu fikir beğenilince, August planlama ve uygulama çalışmalarına başladı. Saldırı hızına dayalı normal saldırılar gerçekleştirerek rakibi yıpratan sıradan nişancıların aksine, bu şampiyonun saldırı zamanı ve hedefini dikkatle seçmesi gerektiğini vurgulamak istiyorduk. Konsepti kendi içimizde tartışmaya başladığımız sıralarda “keskin nişancı” teriminin istediğimiz duyguyu tam karşılamadığını fark ettik. Caitlyn ile kesiştiği çok fazla nokta vardı ve bu terim, şampiyonun her şeyi çok uzak bir mesafeden yapacağı gibi bir izlenim bırakıyordu. Bu yüzden şampiyon için geliştirme sürecinde kullanacağımız daha uygun bir terim düşünmeye koyulduk.

August planlama ve uygulama çalışmalarına başladı. Şampiyonun saldırı zamanını ve hedefini dikkatle seçmesi gerektiğini iyice vurgulamak istiyorduk.

Keskin Göz

“Keskin Göz” terimi, hem keskin nişancı teriminin bağlayıcılığını barındırmadığı hem de uzun menzilden saldıran bir caniye uygunluğu bakımında tam da aradığımız terimdi. August “hiçbir atış boşa gitmemeli” mantığına daha derinlemesine dalarak şampiyonun normal saldırılarına bir cephane sistemi ekledi. Bu arada Trajedi, oyunun en uzun menzilli temel yeteneğine dönüştü ve bu yetenek en çok da takım arkadaşlarının daha önce işaretlediği hedefler üzerinde etkili oluyordu. Hedefini uzaktan avlama hissiyatını bu şekilde vermek istiyorduk. Başkaları, nişancının vurmasını istedikleri hedefleri gösterecek; nişancı da hedefleri bir bir avlayacaktı. Daha da önemlisi, Trajedi yeteneği Son Perde ile bir araya geldiğinde keskin nişancılık fantezisini çok daha güzelleştiriyordu. Bunun tek sebebi olağanüstü bir menzilde etkili olmaları değil, aynı zamanda ıskalayabilmeleriydi de. Bu sayede yetenekler birçok özellik kazandı. Ayrıca atışında ıskalasa bile, Keskin Göz’ün hedefinde yarattığı tedirginlik paha biçilmezdi. Filmlerde görmüşsünüzdür; keskin nişancı ilk atışını yaptığı anda askerler çil yavrusu gibi dağılıp saklanacak yer arar. İşte Keskin Göz’ün de rakipte böyle bir duygu meydana getirmesini istiyorduk.

Trajedi yeteneğiyle hedefini uzaktan avlama hissiyatını vermek istiyorduk. Başkaları, nişancının vurmasını istedikleri hedefleri gösterecek; nişancı da hedefleri bir bir avlayacaktı.

Keskin Göz’ün olağanüstü bir uzaklıktan atış yapabilmesi için keskin nişancılar gibi hazırlık yapması da gerekiyordu. Yetenek setini denemeye başladığımızda bu durum şampiyonun oynanışında çok önemli bir rol kazandı. Keskin Göz nerede en etkili olabileceğini her an hesaplamak zorundaydı. Rakip takım tam 5’e 4 bir fırsat yakaladığını zannedip toplanırken onlara ağızlarının payını vermesi ve kurbanlarını şu soruyla baş başa bırakması gerekiyordu: “Nerede bu keskin nişancı?”

Sihirli Sayı 4

August, Keskin Göz’ün mermi sayısını dörtte sabitledi. Bu kadar küçük bir değer söz konusu olunca, her atış çok değerli bir hâl alıyordu. Bu sayede her atışın verdiği hasarı can yakıcı düzeylere çıkarmamızın da önü açılıyordu. Sonra dördüncü atışın en ölümcül atış olması fikri ortaya atıldı. Bu, oynanış mekaniği açısından çok hoşumuza giden bir fikir oldu. Peki ama Keskin Göz neden en güçlü atışını sona saklıyordu? Buna cevap ararken şampiyonun karakterini mercek altına aldık ve dört sayısını onun için sürekli tekrarlayan bir motif hâline getirdik. Keskin Göz sizi sadece katletmek istemiyordu; sizi yavaş yavaş ölüme hazırlayıp, kusursuz bir şekilde katletmek istiyordu. Bunun üzerine Odin, Keskin Göz’ü bir sanatçı şeklinde yorumlamaya başladı ve karakterin replikleriyle kişiliğine müzik – özellikle de opera – göndermeleri serpiştirdi. Ardından dört sayısını yetenek seti için kilit bir sayı hâline getirmeye karar verdik. İlham Ateşi ile attığı fişekler dört defa sekiyordu ve Son Perde atışları da dört taneydi. Aslında bunun bizim dünyamızda da güzel bir yansıma bulduğu dikkatimizi çekti. İngilizce “four” yani dört ile Çince “ölüm” kelimesi kulağa çok benzer geliyor. Zaten bu yüzden Asya’nın birçok bölgesinde derin korkuyla karşılanıyor ve şanssız olduğu düşünülüyor. Bu nedenle Keskin Göz için biçilmiş kaftandı.

İş Gözlerde Bitiyor

Şampiyonun genel çizgisi ve mekanikleri şekillenmeye başlayınca Keskin Göz’ün görselleri üzerinde denemeler yapmaya koyulduk. Hâlen ilk baştaki robot kovboy görünümü üzerine fikirler yürütüyorduk ama Runeterra’daki farklı grupların da Keskin Göz’ün görüntüsünü nasıl etkileyeceğini keşfetmeyi de çok istiyorduk. Zaun temelli bazı tasarımlar denedik; Keskin Göz’e bir maske verip, başta cinsiyetini gizleme yoluna gittik. Ardından, hatlarına insanı huzursuz eden bir asimetri eklemek istedik. Larry birkaç siluet çizdi ve içlerinden biri takım tarafından çok beğenildi:

Keskin Göz’ün insan gibi görünmesi, ilk etapta normal bir izlenim bırakması ve içinde bir acayiplik olduğunun ancak ona yaklaşınca anlaşılması gerekiyordu.

Peki neden kamburu vardı? O şey de neydi öyle? Yoğun bir meraka kapılmamıza neden olan bu tür sorular akla getirmesi, birleştirilebilir silahıyla yan yana gelince çok hoşumuza gitti. Ardından, Larry bazı animasyonlar hazırladı ve bir de baktık, ne görelim? Meğer kamburu, silahının bir parçasıymış ve hareket etme şeklini tamamlayan bir unsur hâline gelmiş. Tasarım, ilgili herkesin beğenisini toplayınca bu yolda devam etme kararı aldık ve Keskin Göz’ü önce Darkin’e sonra da geçici bir süre için kadına çevirdik. Sonra “Ionia’dan mı faydalansak?” diye düşündük ve hemen Ionia’nın mimarisi ile işlevden ziyade gösterişe önem veren tasarım ilkeleriyle Keskin Göz arasında bir yakınlık gördük. Bu kararda mutabık kalınca, şampiyona daha uzun ince bir vücut verdik ve maskesini incelikli bir sanat eserine dönüştürdük. Çok geçmeden robot fikrinden uzaklaştık çünkü bu fikir, Keskin Göz’ün karakterinde hızla öne çıkan zarafetten ve yeni filizlenen sanatsallığından yoksundu. Aslında karakterin karanlık bir caniye dönüştüğünün farkındaydık; ancak yeterince dehşet verici hâle gelmesi için yakınlık kurulabilecek bir görünüme sahip olmasını istiyorduk. Keskin Göz’ün insan gibi görünmesi, ilk etapta normal bir izlenim bırakması ve içinde bir acayiplik olduğunun ancak ona yaklaşınca anlaşılması gerekiyordu. Hem de ne acayiplik. Bu duruma “Yalan” ismini verdik.

Yalan

Odin, artık Jhin adını alan Keskin Göz’ü tam bir canavara dönüştürmek için rötuş çalışmalarına devam ediyordu. Ama canavar deyince aklınıza Rek’Sai gibi kafanızı koparıp, yüreğinizi çiğ çiğ yiyen türden bir canavar gelmesin. Jhin’in gerçekçi bir psikopat katil olmasını istiyorduk. Onunla iletişime geçtiğiniz zamanlarda bile içinde bambaşka fırtınalar kopmalıydı. Dışarıdan gülümsüyor gibi görünse bile gülümsememeliydi. Gördüğünüz, sadece maskesi olmalıydı. Karakteri son hâlini almaya başlamıştı. Jhin, yaptığı her şeyde bir haklılık görüyordu. Filmlerdeki psikopat karakterler gibi, dışarıdan bakıldığında normal görünse bile içinde sanat çalışmalarına başlayıp, kurbanlarına kusursuz ölümü tattırmak için kıvranan gerçek bir canavar gizliydi.

Kelebekler ve Güller

Artık son düzlüğe gelmiştik. Tam anlamıyla geleneksel balistik silahlardan sıyrılıp, onların yerine büyülü silahlar ortaya çıkarmak amacıyla Jhin’in silahlarını elden geçirdik. Sanat tutkusunu pekiştirmek için Jhin’in tüfeğini masaya yatırdık ve namlusuna dolmakalemlerinkileri andıran bir uç ekledik. Son olarak renklerini elden geçirdik ve Jhin’i gösteriş düşkünlüğüne yaraşır, parlak ve canlı tonlarla donattık. Jhin’de üç renk göze çarpıyor: mor, beyaz ve altın sarısı. Bu renkler Roma imparatorlarına atıfta bulunuyor; yani Jhin’in silahları katletmeye, kıyafetleri hayran etmeye yarıyor.

Son bir sözümüz daha var. Normalde bu tür makalelerde karşılaşmadığınız bir durum ama ilk baştaki robot kovboy tasarımının da Vadi’de yer bulduğunu paylaşmak istiyoruz. Bu tasarım, yani Vahşi Batılı Jhin, çıkış kostümü olarak Jhin’e eşlik ediyor. Virtüöz’ün ortaya çıkmasını sağlayan ilk tasarıma böyle bir selam göndermek istedik.