Far Cry 3 incelemesi

Crytek ile yolların ayrılmasından sonra isim haklarının sahibi olan Ubisoft, 2008’de Far Cry 2’yi çıkardı. İkinci oyun ilk oyuna göre çok daha farklıydı. Bir çok yeniliğe ve özgürlüğe sahipti ancak yine de bekleneni veremedi ne yazık ki. Oyun güzel olmasına güzeldi de, her şey kendini çok fazla tekrar ediyordu ve çabuk sıkılıyordunuz oyundan. Takip etmeniz gereken bir konu da var ile yok arası bir şeydi Far Cry 2’de. Far Cry 3’ü oynadıktan sonra bariz bir şekilde Far Cry 2’nin bir deneme tahtası olduğunu görebilirsiniz. Tam bir geçiş oyunu. İkinci oyunda yaptığı hatalardan ders alan Ubisoft bu kez öyle bir oyun çıkarttı ki uzun süre unutamayacağınız cinsten.

Oyun size başta anlattığım hikaye ile başlıyor. Oynadığımız karakter Jason adında daha önce hiç silah kullanmamış, hatta daha önce hayatında aksiyon namına hiçbir şey yaşamamış bir fotoğrafçı. Arkadaşlarımızı tutsak eden ve onları kurtarmak için savaştığımız adam ise Vaas. Öncelikle bu adamdan bahsetmek istiyorum biraz. Ubisoft öyle bir kötü karakter çıkarmış ki ortaya, alkışlamamak elde değil. Vaas tam bir psikopat, hiçbir hareketi tahmin edilemeyen, her an her şeyi yapabilecek türden biri. Böyle bir karakteri bu kadar doğal ve gerçekçi gösteren yapımcıları tebrik etmek gerek. Karakterin seslendirmesini gerçekleştiren Michael Mando da gerçekten çok başarılı. Vaas’ın tipi de zaten kendisine ait (ben Hayko Cepkin sanmıştım oysa ki).

Oyunda bu adama karşı tek başımıza savaşmıyoruz. Adada Vaas’ın korsanlarına karşı özgürlük mücadelesi veren bir grup daha var. Kendilerine Rakyat diyor bu grup. Rook adasının başlangıcından beri var olan Rakyat adadaki tüm sırların da koruyucuları. Dışarıdan neredeyse kimseyi aralarına almadıklarından bu gruba da kendimizi kanıtlamak zorunda kalıyoruz. Oyunun en önemli unsurlarından biri olan “dövme” kavramı da tam burada devreye giriyor. Rakyat adındaki bu grupta herkesin dövmeleri var vücutlarında. Bu dövmeler aslında aralarında bir çeşit rütbe. Birbirlerini bu dövmeler sayesinde tanıyorlar. Oyunda da her yeni bir karakter özelliği açtığımızda, o özellik ufak bir dövme olarak kolumuza işleniyor. Bu şekilde de kendimizi geliştirerek dövme artıyor kolumuzda, daha saygın biri olmaya başlıyoruz. Özellik ağacı gayet ayrıntılı ve bol seçenekli olmuş. Oyunun ana görevlerini ve yan görevlerini yaptıkça kazandığımız puanlar ile açabiliyoruz bu özellikleri.

Adada gerçekten saklı olan bir sürü şey var. Kendinizi Lost dizisinde hissediyorsunuz kimi zaman. Bulmanız gereken o kadar çok şey var ki uzun süre uğraştırıyor bunlar sizi. Tabi ki ana konudan biraz koparabiliyor. Örneğin adada gizli tam 120 adet adet kalıntı (relic) var. Bunların dışında çok ilginç bulduğum 2. Dünya Savaşı’ndan kalma notlar var, bunları da toplayabiliyorsunuz. Adanın kimi yerlerinde eski toplar, düşmüş japon uçakları ile karşılaşabiliyorsunuz. Bu unsurlar adaya bir tarih katmış resmen, gerçekten çok hoş düşünülmüş.

Bu yazıyı arkadaşlarınla paylaş!
Previous page Next page
Yazar

GameXNow

GameX Dijital Eğlence ve Oyun Fuarı'nın resmi oyun haber sitesi!